Yalan Kuyusu, 2005

YÜREĞİM

Yüreğim kanatları yolunan kelebek
gidiyorum kelimenin uçurumundan kendimi atmaya
Yaşam denilen uzun rüya
yüzünü yıkar anıların gökyüzünde

Yelkenleri açtım günlerin sayfa aralığında
ısırgan otunu sürüyorum huysuz acılarıma
Ölenlerin kalyonlarını demirlerim kalbime
ama nedense tüm küreklerim kırık

Ayrılıklarla nikâhlandım, ondan mı bu acılar
Sabrın tespih taşını yitirdim tarifsiz kederlerde
kolay değil hataların önüne diz çöküp
aynı yemini tekrarlamak

Çiğnediğim rüzgârlar kırdı özgürlüğümü
Duygularım yasaklanmış kitap
duygularım kurşun yarası
tüm silahlar yasak bana

Bir erkek ne zaman soyunup sokağa çıksa
çırılçıplak geri dönse
kendisini terk eden kadının koynuna
işte böylesi bir çaresizlik içinde
gururumun bileği taşı
Yüreğim kanatları yolunan kelebek

PARK

Çocukluğumu kıran parka gizlendim
işte burada karşılaştım hayatın acımasız cinsiyetine
Kartal kanatlı yetimlik duygusu
Ocakları sönmüş eveler doldururdu gece saatinde burayı
birde gözü kanlı delikanlıların kavgaları
Buraya haftalardır tıraş olmayan sarhoşlar
dünyalarından kaçıp gelirlerdi
ve baygın gözlerle nasıl da sarılırlardı
ördek yürüyüşlü orospuların kalçalarına
Unutulur mu bayrak ve balon satıcıları

Burada hayatın fırınına düştüm
öyle tez yandı ki tırnak altı
Dişlerimin arasında kırdığım çekirdekler
hep dönüştü yitirdiğim arkadaşlarıma
sıcak ekmek kokusu vardı hepsisinin nefesinde
Birde bekçilerin düdük sesleri
kuru bir lokma gibi boğazımda düğümlenirdi

Kestane ağacının gölgesinde ne zaman uykuya dalsam
muhakkak uçurtma olur uçardım
kuyruk olurdu okul teneffüsleri
Okuduğum tüm çocuk kitapları her akşam vakti
çocukluğumun mezarını örterdi

Şimdi gözlerim böylesi parklarda ıslanır
Burada ellerim kenetlenir boğazına
bir uçurtma gibi ağacın dalına
takılıp kalan çocuk seslerini duydukça

TOHUM

Bakarken vatanın unutulan sokaklarına
bir kahve fincanı içinde, sığındım eski bir dosta
Yüzündeki yara izi, kesik yeşil elma parçası
gömmüş çekirdeğini sevdiğinin yüreğine
sevdiği üstelik uzakta
Onu düşündükçe çocukluğu geçer gözlerimin önünden
Tahta bir atta binmiş el sallıyor annesine
geceleri yetim bırakılmış yedi sekiz yaşları

İlk yıllarında üzüntüleri şeker sanıp yerdi
sitemleri suyu tükenmeyen değirmen
Büyümesini öğrendi meze masasında ağlayan bıyıkların gözyaşında
Büyük insanların dünyalarına girmekten öylesine korkardı ki
yalanlar kuyusuna atılmasını yeğlerdi hep
Şimdi düşünmemek için durmadan
radyodaki tüm haber bültenlerini ezberler
Kan damlıyor tekrarladığı tüm cümlelerden
kısa ömrüne daha ne kadar hicran sığar
Taşıyor dudaklarından ölümün akrep kuyruğu

Şimdi tekrar oralardan ayrılıyorum
dostumun kederli ve sıcak gözlerine
baharda haberler toplamak için
Oralardan uzaklaştıktan sonra
serçe gibi sekerek girmiş güneş
yüreğindeki kara tohuma

KEDİ

Kedi miyavlıyor sigara molasında
işçiler yorgunluklarını yakıyorlar sigara dumanında
Mart kedisi gibi dolaşıyor iş kazası
İşçiler oltalarını atıyorlar
yarın ola hayır olaya
Kedi miyavlıyor, tulumun içinde çok dişli işsiz kalma korkusu
Lekelerle dolu bir hayatı paylaşıyoruz
beyaz gömleğimizin kirletmeden
Kedi miyavlıyor makinenin sesine katarak sesini

Kim örebilir işçilerin korkusundan grev
Kedi miyavlıyor ekmek kutusundaki kırıntılar için
İşçiler tezgâhın üstünde asılı suskunluklarını yontarlar

ODA

En son ne zaman dolaştı biri bu odada
duvardaki resim hâlla aynı noktaya bakmakta
çiçekler su istemiyor tavandan dökülen kireçlerden
Zarflar bu saatten sonra açılsa da ne olacak
yıldızlar sönmüş bu odanın içindeki gökyüzünden
En son kimin sesi yankılanmıştı mutluluğun penceresinde
kim ağlamıştı saadette atarken acılarını
Hangi sohbetler ateşlendi burada
hangi tartışma çamura düştü
Suyu kim soğuttu, ateşin içine akıtarak suyu
Sehpanın üstündeki spor magazinler gerçekten okundu mu
fotoğraflar gerçeği olduğu gibi yansıttı mı okurun gözlerinde
Roman en son ne zaman cana geldi
kahraman okurun kucağında nasıl öldü
Televizyondaki suikast haberi, elini kollunu
sallayarak dolaştı mı bu dört duvar arasında
Baktı mı buna benzer haberle ev sahibi
ürkek misafirlerin gözlerinin içine
Ruhi Su hangi koltukta ağırlandı
Mozart kulağını koyduğunda masanın üstüne
hangi müzik aletini kullanıyordu ev
Kimin rüyası iskele kurdu burada ufak tefek şeylere
korku nasıl bağlandı aklın kanatlarına
Kaç kişi için kahvaltı kuruldu
en son ne zaman dolaştı biri bu yürekte
Hangi soruya cevap bulabilirim ki
cevaplar sarılmışken susmaya